Milli Görüş hareketine ilişkin eserleriyle bilinen gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk, Cumhur İttifakı’nın hikayesini de anlattığı “Mücahit Başbuğ/ Kızıl Elma’nın Kutalmış Çocukları” kitabında çarpıcı bir bilgi paylaştı. Çalmuk, Alparslan Türkeş'in 1965 yılında Erbakan'ı Samsun'dan milletvekili adayı göstermek istediğini aktardı.
HABER MERKEZİ
Milli Görüş hareketine ilişkin eserleriyle bilinen gazeteci-yazar Fehmi Çalmuk, “Mücahit Başbuğ/ Kızıl Elma’nın Kutalmış Çocukları” adlı kitabında hem Cumhur İttifakı’nın hikayesini anlattı hem de MHP ile Milli Görüş hareketi arasındaki ilişkiyi yazdı. Kitaba göre, 1965'te dönemin Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Necmettin Erbakan’ı partisinden Samsun senatör adayı göstermek istedi. Erbakan’ın ise şeyhi Mehmet Zahid Kotku’nun izin vermemesi üzerine son anda adaylıktan çekildi.
Kitapta ayrıca, Erbakan’ın 1943 yılında Çınıraltı Dergisi’nde yer alan röportajına da yer verildi. Buna göre Erbakan'ın, “Türkçülüğü ne şekilde anlarsanız anlayın fakat Türkçü müsünüz?” sorusuna “Evet” cevabı verdiği ve “Türkçülüğü en büyük tehlike olarak görmenin en büyük tehlike olacağıdır” dediği kaydedildi.
'KIZIL ELMA' SİYASETE VİZYON OLARAK TAŞINDI
Çalmuk, Necmettin Erbakan’ın “kuş dili’ siyaset yapmak zorunda kaldığı için “İla'yı Kelimetullah” yerine Milli Görüş’ü kullandığını öne sürüp şunları söyledi:
"Erdoğan parti tüzüğüne koyduğu 'Rabia' maddelerinin ardından 'Kızıl Elma'yı da siyasete vizyon olarak taşıdı. Erdoğan 'hedef: Kızıl Elma' sözleri üzerine, 'Evet, bizim bir kızıl elmamız var. Ne diyorlar? 'Hedef Kızıl Elma.' Kızıl Elma, elma ağacı değil ha, Kırmızı elma da değil ha. Onun anlamı çok ama çok büyük. O İla'yı Kelimetullah'tır. Çok önemli' açıklamasında bulundu. Erdoğan’ın bu tanımı bir anlamda yıllardır kendisine yöneltilen 'Milli Görüş gömleğini çıkarttı' suçlamasına verilen cevaptı. Necmettin Erbakan’ın Milli Nizam Partisi kurulduğu günden bu yana 'İla'yı Kelimetullah' yerine kendi değimiyle ‘kuş dili’ siyaset gereği kullandığı 'Milli Görüş'ün yerini 'Kızıl Elma' alıyordu. Erdoğan Kızıl Elma tanımıyla aslolanın giyilen gömlek değil beden olduğunu ve onu örtecek, gizleyecek herhangi kelimeye ihtiyaç duyulmadığını ortaya koymaktadır.”
“İLA'YI KELİMETULLAH” İLK KEZ YSK GÜNDEMİNDE
Çalmuk kitabında, daha önce laikliğe aykırı eylemlerden dolayı kapatılan partilerin bile yer vermediği bir ifadenin Türkiye’de ilk kez AK Parti, MHP tarafından “İla'yı Kelimetullah” beyanını Yüksek Seçim Kurulu’na bildirdiğini de iddia ederek, “AK Parti ve MHP 'Tevhid inancını yüceltip hakim kılma anlamını taşıyan 'İ'la-yı Kelimetullah' sözünü protokole taşıyordu. Protokolde bu ifadenin, “İ'la-yı Kelimetullah uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam aleminin ve bütün mazlum milletlerin yegane ümidi olan Türkiye'yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonun alt yapısını adım adım inşa edecektir” şeklinde yer aldığını kaydetti.
ERDOĞAN’A SUNULAN MHP RAPORU
AK Parti ile MHP arasındaki işbirliğinin temelinin 12 Eylül 2010 referandumunda atıldığını kaydeden Çalmuk, AK Parti’nin 2013 yılında Ankara’nın Sincan ilçesinde düzenlediği Milli İrade Saygı Mitingi’nde alanı dolduran üç hilalli bayraklı ülkücülerin 2018’de bir ittifaka zemin hazırladığını belirtti. Çalmuk, 2010 yılında yapılan referandum sonrası Başbakan Erdoğan’a sunulan “AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Ülkücü Hareket Üçgeni” başlığını taşıyan raporun referandum sonucunu tahlil ettiğini kaydetti. Raporda en dikkat çeken konuların başında da, “Ülkücü/Milliyetçi Kürtler’in” Kürt sorununun çözümünde aktif rol oynayabileceğinin belirtilmesi geliyordu. Avukat Arif Doğu imzasını taşıyan rapor bugünlere ışık tutacak MHP analizini de ortaya çıkarıyordu.
EYLEM VE SÖYLEM BİRLİKTELİĞİ
Raporda şu ifadeler dikkat çekiyordu; “12 Eylül 2010 referandumunda ilk kez AK Parti’ve bir kısım ülkücü ve milliyetçi taban arasında bir söylem ve eylem birlikteliği fiilen ve fiziken gerçekleşti.. MHP nin ağırlıklı olarak güçlü olduğu il ve bölgelerin tamamına yakın kısmında Evet oyları fazla çıktı.. MHP’ye oy verenlerle AK Partiye oy verenler arasında geçmişten gelen bir akrabalık ve yakınlık var.. Ne MHP’nin İslam’a itirazı vardır, ne o gelenekten gelenlerin milliyetçiliğe.. O yüzden Sayın Bahçeli, AK Parti ile aralarındaki mesafeyi derinleştirmek ve çok farklı siyasi partiler olduklarını kamuoyuna ifade etme stratejisi uyguluyor..”